25 Nisan 2017 Salı

Yarım milyona 520 BMW mi olur?

       Ne güzel di mi yenilenen kasalar, ileri teknoloji, full hd dijital ekranlar, kuş kondurmalar...
Şahsen ben yeniliklere bayılıyorum. Her geçen gün çıta daha da yükseliyor.

Buraya kadar herşey iyi güzel ama gel gör ki fiyatlar için yüksek demek sadece iyimser bir tablo olmaktan ileri gitmiyor.

Otomobil işi yapıyor olmama rağmen gözlerimi yuvalarından fırlatan bir kareyi sizinle paylaşıyorum.

Bildiğimiz BMW 520d yarım milyondan daha fazla fiyat etiketi ile bayide. Nasıl ama? Evet evet bildiğimiz 5 kasa işte.
Kimse yanlış anlamasın, ya da anlasın farketmez ama 500.000 TL ye 520d olmaz.

Şimdi şu şekilde bir hesap yapalım.
Hadi diyelim akıl tutulması yaşadık aldık bunu. Ya da o kadar çok paramız var ki, bu paraya çok daha güzel şeyler alabilecekken gittik 520d aldık. Peki ya sonra?

Sene 2017. 500 bin liraya 520d.
Şimdi açıyoruz sahibinden.com u. Hop 2015 modellere bakıyoruz... 235-250 bin TL ye almayanı dövüyorlar.

İki sene daha geri gidelim. Çünkü kasa hala 2015 ile aynı... Hadi canım! 160 bin TL ye sebil gibi.

Bu ne demek? Şu anda 535.000 TL vereceğiniz araç ortalama bir hesapla iki sene içinde %50 oranında değer kaybedecek. Eğer elden çıkarmaz iseniz iki sene sonra bir kez daha %40 değer kaybedecek.
Para kaybetmenin en hızlı yolu :)

O zaman şöyle diyelim. 2 senede madem 260.000 TL + kasko + mtv + bakım giderlerini kaybedeceğiz (ki bunu kabaca 300.000 TL olarak hesaplayalım) 2 sene 520d ye binmenin maliyeti nerelere geldi?

Bir saniye hesap makinemi alıyorum... Aa. 300.000 TL yi 24 aya böldüğüm zaman aylık 12.500 TL ye geliyor.

Tekrar yazayım. Aylık 12.500 TL maliyet ile ortalama bir lüks araç olan 520d ye biniyorum.
Üstelik bu hesap parayı peşin verdiğim zaman, yani 535.000 TL yi tek seferde verdiğim zaman geçerli.
Kredi kullanayım derseniz ortalama aylık %1 ek faiz maliyeti daha gelecek. Ona hiç girmeyeyim. Kafamız iyice bulanmasın.

Sizce de bu işte bir terslik yok mu?

Gidin bir kiralama firmasına, aylık 1500 € + KDV ye istediğiniz 520d yi kiralayın.
7000 TL ye KDV dahil işi bitirin.

Hadi yine iyisiniz. Size her ay 5500 TL kazandırıyorum.
Hadi artık hesaplama bitti dağılabiliriz.





















20 Nisan 2017 Perşembe

Koskoca Mercedes E kasa! Yoksa gözümüzde mi büyütüyoruz?

Hazır Autoshow başlamışken biraz markalar üzerinden ilerleyelim.

Genel bakış açısı başka şey elbette. O yüzden adım adım gidelim ve Mercedes'in acı ve tatlı gerçeklerini biraz paylaşalım.

Rekabet artık çok fazla bunu biliyoruz. Bu tempoya ayak uydurmak için bazen hatalar yapılmıyor değil.

Neden bu kadar rahat yazabiliyorum? Çünkü reklam almak, markalara yaranmak gibi bir derdim yok. Üstelik otomobil dünyasında aynı aracı bu kadar uzun süre kullanan ender insanlardan birisiyim. Yaptığım araç kiralama işi buna olanak sağlıyor.
Bu tüm araçlar için geçerli. Bir kez kullandığım araçları size yazmıyorum. Tecrübe ettiğim ve üzerinde fikir sahibi olduklarımdan devam ediyorum.
Bu sayede ikinci el araç alacak kişiler için de biraz katkım olabiliyor ise ne mutlu bana.



Tüm dünyada tabi ki referans otomobillerden birisidir Mercedes. Buna lafımız yok. Benim de şahsi olarak favori otomobillerimden birisidir.

Yakın zamanda E kasa piyasaya çıktı. Haklı olarak bir havalar bir karizmatik bakışlar falan. Niye? Çünkü otomobil bildiğin S kasanın az küçüğü (en azından görüntüde).
Peki ya bir önceki kasası ne oldu? Bugün buna biraz değinelim.

Kasa kodlarını buraya yazıp teknik terimler kullanarak aklınızı karıştırmayayım. O yüzden bir önceki kasa diyeceğim kısaca.
Benim için görüntü önemli diyenler için E180 çıkardılar. 1.6 motor yetersizdi ama idare ediyordu. Fiyatı da fena değildi. Sıfırını 2015 yılında 180-190 bin TL civarında alabiliyordunuz.

Bir de bunun yanında E250 ve E250 CDI 4MATIC çıkardılar ki evlere şenlik.
E250 CDI ın fiyatı 280-290 bin TL aralığında geziyordu.

Benim fikrim W212 kasa Mercedes (hadi kodu bir kez kullanalım da laf etmesinler :) ) E kasa için gelmiş geçmiş en kötü otomobildi. 2013-2016 arası çıkan otomobillerden bahsediyorum.

Şimdi nasıl konuşuyor bu adam diye sorarsanız söyleyeyim. E180 ve E250 otomobillerden bizim filoda fazlasıyla bulunuyor (du) ve sanırım bizim kadar km yapıp aracın her evresini birkaç araçta birden yaşayan kimse olmamıştır.
Bu yüzden içini dışını, yol tutuşunu, performansını, kronik olaylarını, kazasını, durmasını, gitmesini kısaca hepsini ezbere biliyorum.

Eğer benzinli ve dizel arasında bir tercih yapmak isterseniz size direkt olarak gidin benzinliyi alın derim. Eğer çok yol yapan bir insansanız tabi ki dizel isteyeceksiniz fakat o zaman da gidin başka marka alın derim. (Hangi markalar, bundan da birazdan bahsedeceğim.)

E250 CDI benim gözümde sedan kasasında bir traktörden farksız. E180 ne kadar pürüzsüz ve sessiz yol alıyor ise E250 dizel bir o kadar kötü. Sınıfına yakışmayan bir titreşim, bana göre vasatı geçmeyen bir performans (motor gücüne göre) ve yol tutuşa sahip. Ayrıca çok az yaktığını sanıyorsanız onu da bir zahmet geçiniz.
E180 normal şehir içi kullanımda 10 litre civarında geziyor. Hatta 11-13 lere çıkması da sürpriz olmasın. Dizel E250 ise 9 litre civarında geziyor. Daha sakin kullanırsanız 7-8 seviyelerine kadar geliyor. Asılırım derseniz direk 11-13 arası.

Aradaki fiyat farkını ve bakım masraflarını göz önüne alırsanız size benzinliyi tavsiye ederim. Performanslı kullanımda E180, arasında %50 fiyat farkı olan dizele yaklaşabiliyor. Sollamalarda ise oldukça zayıf kaldığını söyleyebilirim.

Gelelim Mercedes rahatlığına. E kasa için pek öyle birşey yok desem abartmış olmam. Uzun yolda son derece rahatsız koltuklar, sert ve konforsuz süspansiyon ile seyahatler son derece keyifsiz.
Koltukların ergonomisi kötü.
Arka koltuk performansı da vasatın altında. Son derece sert, arka yolcu konfor odaksız. Hatta araçta şu şekilde şikayetler aldığımız oldu. "Arka koltukta çok midemiz bulanıyor". Katılıyorum. Aynı şikayeti ben de aldım. Çünkü aşırı titreşimli ve rahatsız. Yoldaki her kasis ve bozukluğu içinizde bir yerde hissedebiliyorsunuz.

Hakkını yemek istemediğim konular da var elbet. Mesela özellikle benzinli E kasa neredeyse hiç sorun çıkarmadı. Hiç problemsiz bir otomobildi. Kasa zayıf görünüyor olmasına rağmen araçlardan iki tanesinin önden yaptığı kaza sonucunda bile kapıları rahatlıkla açılıyordu.
İçinde yüksek teknoloji barındıran farları oldukça güzeldi. Büyük cam tavan aracın içini ekstra ferahlatıyordu.


Ön kokpitin silikon dokusu zamanla soyuluyor. Bizim üç tane otomobilin aynı şekilde klima bölgesinden soyulmasına şahit olduk. Mercedes garantiye almayız dedi. Biz de peki dedik.
Direksiyon simidi derisi de hızlı aşınıyor ve direksiyon üzerindeki tuşlar da hızlı deforme oluyor.

Şimdi bu kadar şeyi neden söylüyorum? Çünkü sizin yerinizde olsam ne yapardım söyleyeyim.
Gider aynı yıllara ait BMW 520 ya da A6 alırdım. Her iki otomobil de benim fikrime göre daha üstün. Hem konfor hem de performans olarak E kasanın üzerindeler. Özellikle BMW konfor açısından çok iyi. A6 ise son derece iyi sürüş dinamiklerine sahip.

Mercedes bunun farkında değil mi? Tabi ki farkında. İkinci el otomobil alacaksanız ve hedefinizde E kasa var ise rakipleriyle kıyaslamadan karar vermeyin derim.

Arada derede kalmış bir otomobil gibi E kasa. Eskilerini hatırlarsınız. Ne kadar karakter sahibi, sağlam ve kendine özgü özellikleri vardı. Bu sınıf için tüm dünyada referans otomobildi.

E kasa için şimdilik bunları söyleyeceğim. Daha bunun A, C, CLA, S kasaları var. Oralarda durum biraz farklı. Onları da sizinle paylaşıyor olacağım.

Mercedes kullanırken bile emniyet kemeri takmayı ihmal etmeyin. Zaten Mercedes sonsuz öten sinir bozucu kemer uyarı sesinden dolayı en sevmeyenleri bile takmaya zorluyor.

Yolunuz açık olsun.
Not: Şu aralar favori parçam Marian Hill / Down. Otomobilde dinlemesi de çok zevkli. Tavsiye ederim.

Uğur Ersöz