Hepinize sevgiler,
Otomobil dünyasının içinde çok farklı görevlerde ve durumlarda yer aldığım için, otomobillere dair deneyimlerimi, yazılarımı, anılarımı ve yorumlarımı paylaşmam tabi ki kaçınılmazdı.
Üstelik bazı farklar ile. Dürüstçe, acımasızca, çıkarsızca...
Yazılarımda hep bu özelliklere rastlayacaksınız. Sebebi basit. Otomotiv dünyasında çok iyi yazan, yorumlayan ve bilgilendiren arkadaşlarım var. Kalemleri sivri ve akıcı. Bu arkadaşlarımdan bahsetmiyorum şu anda ve fakat bir de firmalara bir anlamda ihtiyaç duyan, reklam beklentisi olan ve para neredeyse oraya koşan kişiler sayı olarak çok daha fazla. Bunları açıkça söyleyebilecek, çıkar beklentisi olmayan ve yazabilecek çok kişi yok. İşte bu kişilerden bir tanesi benim. Sebebi basit; benim otomobil firmalarıyla bu anlamda bir alışverişim yok. Yani reklam, test aracı, tatil, gezi, yemek vb. konularda hiçbir beklentim yok.
Kendimden kısaca bahsetmem gerekiyor şu durumda.
Her erkek çocuğu gibi otomobile büyük bir aşk duyarak büyüdüm. Benimki biraz fazlaydı kabul ediyorum. Bu aşamalarda babamın hakkını hiç yememem gerekiyor. Hemen hemen her hafta değişik bir otomobil ile eve gelir ve daha ne olduğunu anlamadan birkaç gün sonra arabasını satar ve yeni bir araba alırdı. Aslında babam devlet memuruydu ve fakat ek gelir olarak araç alıp satardı. Benim çocukluğum onlarca farklı marka ve model otomobilin içinde geçti ki bunlardan bazılarının çok özel olduğunu söylemem lazım. Oldsmobile Tornado, Volkswagen T1, Skoda, Fiat Bis, Gogomobil, BMW 2002, Chevrolet'in hemen hemen 1955-1976 arası tüm serileri gibi gibi...
12 yaşımdan itibaren otomobil kullanmaya başladım. Direksiyona falan oturmak değil. Bildiğiniz kullanmaktan bahsediyorum. 1976 model bir Honda Civic ile başladım. Hondamatic adında otomatik vites sistemi vardı ve boyu boyuma uygundu. Benim bu tutkuma karşılıksız kalamayan babam bana Lise 1 sonunda bir tane Fiat 124 satın almıştı. En azından kendi aracını rahat bırakıp bu otomobille teselli bulacağımı düşündü. Sonra bu araç ile ilgili çok komik bir olay yaşadım. Sonra anlatacağım.
Marifet olduğu için değil ama hayatın gerçeği olduğu için yazıyorum. Yıllarca, 18 yaşımı doldurana kadar ehliyetsiz araç kullandım. Ehliyetsiz tüm İstanbul'u gezdim. Şimdi olsa yapar mıydım bilmiyorum.
Üniversiteye başladıktan sonra mezun olana kadar part time olarak şirketlerde çalıştım. Hayatım biraz daha rahatladığında, tutkumu ve zevklerimi tatmin etmek ve paylaşmak için www.modifiyem.com isimli internet sitesine üye oldum. Burası hayatımda bir dönüm noktası oldu aslında. Birçok arkadaş dost ve deneyim kazandım. Piste çıkmaya başladık. Eğitim almaya başladık, bu işi layığı ile yapabilmek için birçok eğitimden geçtik. Zaten hızlı kullandığım otomobili çok daha hızlı ve efektif kullanmaya başlamıştım. Türkiye'de otomobil gruplarının toplantılarının düzenlenmesinde, pist organizasyonlarının düzenlenmesinde ve bu işin profesyoneller değil de amatörler olarak ele alınmasında görev alan ve öncülük yapan isimlerden biri oldum. Günümüzde yapılan amatörlere yönelik pist organizasyonlarının tohumlarını hep birlikte burada attık aslında...
Pist organizasyonları dışında da birçok sosyal sorumluluk işine el attık ve arkadaşlarımızla birlikte güzel işler yaptık.
Modifiyem.com Bowling turnuvasından...
Maltepe'de ağaçlandırma çalışmalarında kazma kürekler ile onlarca ağaç diktik.
Çok popüler ve başarılı geçen bir pist organizasyonu öncesi arkadaşlarımla...
Modifiyem.com olarak değişik şehirlerde yapılan yarışlara hep destek verdik.
Bir pist aktivitesi öncesi araçlarımızın toplu fotoğrafı...
Türkiye'de ilk kez Gebze DOD alanında Otohaber işbirliği ile Modifiyeli Otomobil Fuarı düzenledik. Onlarca kez pist organizasyonu, geziler, barbeküler, buluşmalar düzenledik.
Yaklaşık 1 yıl süre ile www.modifiyem.com un başkanlık görevini yürüttüm. 2002 yılında ise burada tanışmış olduğum 8 arkadaşım ile birlikte bir şirket kurduk ve MAX TUNING isimli otomobil dergisini çıkarmaya başladık. Bu işi seven ve bilen insanlar ile uzun süre dergiyi çıkarmaya devam ettik. Kuruluşumuzda ve yönetimimizde olan bazı arkadaşlarım şu anda farklı otomobil dergilerinde, önemli pozisyonlarda çalışıyorlar.
O dönemde iki tane rakibimiz vardı. Bir tanesi TR Tuning ve diğeri Tuning Türkiye. Dergi işi çok zor ve zahmetli. Özellikle de mükemmeliyetçi bir yanınız varsa o dergi hiç bitmek bilmez. Satışlarımız 7000-8000 seviyelerine geldiği zaman yönetim kurulu toplantısında bu sayıları az bulduk ve bir süre sonra dergiyi kapattık. Oysa şimdi bakıyorum ki, en iyi olan dergiler 2000-3000 seviyelerinde satışa sahipler. Bu işte gerçekten bir yanlışlık var. Ya toplum okumayı bıraktı ya da internet dergilerin hükümdarlığını sona erdirdi.
Piste çıkmak için sıra bekleyen araçlar...
TOSFED Başkanı ie sohbet
Volkan Işık ile pist günleri
TV programlarım
Bir yayın dönemi boyunca TV8 de yayınlanan ve sevgili Murat Öztürk'ün sunduğu 8. ETAP programı içinde bir modifiye bölümü yayınladım. Güzel ve motive edici bir deneyimdi.
Sonrasında ise 2 dönem boyunca TV8 de MODİFİYE TV isimli programın bizzat koordinasyonunu ve sunuculuğunu üstlendim. Çok ses getiren, keyifli ve iddialı bir program olmuştu. Sponsorsuzluktan, yapım firmasının maddi imkanlarının tükenmesinden dolayı 2. dönemde programı sonlandırdık.
Profesyonel hayatıma yine sevdiğim iş üzerinden devam ettim ve www.otomobilshop.com isimli Türkiye'nin ilk otomobil ürünleri satan sitelerinden bir tanesini açtım. Bu site üzerinden tüm Türkiye'ye ürün satışı gerçekleştirdik. Bu süreçte CMS Grubu'ndan gelen bir teklif ile CMS SHOP adı altında kurulan perakende otomobil ürünleri zincirinin Satış Yöneticisi olarak 2 yıl çalıştım. Bu süre içinde Türkiye'ye otomobil ve modifiye ürünleri ile ilgili değerli markalar kazandırdım.
CMS SHOP konseptinin sona ermesinden sonra ise bu markaların Türkiye Distribütörlüğü'nü üstlendim.
2007 yılının sonunda, detaylı bir proje ile bir araç hazırlama kararı aldım. Babamın da desteği ile 1966 model Fintail 190 Mercedes aracı, 9 aylık bir çalışma sonrasında Limuzin haline getirdik. Bu otomobilin hikayesini ayrı bir yazımda yayınlayacağım.
Mercedes tadilat sırasında...
Bu otomobil dışarıdan kullanım için o kadar çok talep gördü ki, kiralamaya başladım. Şu an yapmış olduğum işin temelleri aslında bu araç ile birlikte atıldı. Türkiye'nin önde gelen Lüks Araç Kiralama firması olan Atlantik Luxury Rentals bu şekilde hayata geçti.
Atlantic Luxury Rentals, şu anda Türkiye'nin önde gelen lüks araç kiralama firmalarından...
2008 yılından beri aktif olarak ve hızla büyüyerek lüks araç kiralama işini yönetiyorum. İşim dolayısıyla binmediğim, kullanmadığım, zorlamadığım araç yok gibi. Bünyemizde bulunan birçok lüks segment otomobili de uzun süreli olarak görme, deneyimleme ve aşınma sürecini yaşayabilme şansım oluyor.
Bu yüzdendir ki, istediğim otomobil ile ilgili hissettiğimi, yaşadığımı ve deneyimlerimi açıkça yazabilirim.
Amacım sadece test yazıları gibi otomobilin özelliklerini sıralamak ve teknik bilgi vermek değil. Kendime özgü üslubumla birçok otomobilin hikayesini okuyacaksınız benden. Yanan Ferrari, yolda kalan Lamborghini, markete giderken kullandığım limuzin, Suriye'ye kaçırılan jipler, hayat kurtaran Audi...
Bambaşka bakış açıları ile :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder